Eleştirmenler
ve uzmanlar zayıflık hedeflerini gereksiz ve gerçek dışı buluyor;
zindeliğin sağlık açısından uzun dönemde daha iyi olduğunu söylüyorlar.
Obezite gerçek bir sorundur. Ama bizim çevresinde oluşturduğumuz yanlış kanılar sorunu daha da kötüleştirebilir.
Birinci yanlış kanı: Şişman kötüdür; zayıf iyidir.
İkinci yanlış kanı: Eğer "normal"den daha kiloluysanız, sağlıklı olabilmek için zayıflamalısınız.
Üçüncü yanlış kanı: Kilolu olan herkes zayflayabilir ve zayıflamalıdır.
Uzmanlar ahlaki bir paniğin
pençesinde olduğumuzu söylüyor. "Bu bir riskin son derece abartıldığı
bir kültürel histeri formudur. Kilo bir bütün olarak kültürel nevrotik
davranışlar için bir çöplük haline gelmiştir. Yemek yemeyi bozukluk
şeklinde düşünme eğilimi insanları etkisi altına almıştır."
Formunuza Odaklanın
"Forma girmek" dendiği zaman,
zihnimizde oluşan şekil zayıf bir vücuttur. Formda olmak zindeliği
artırmak anlamına gelir, ama biz onun yerine şişmanlığı azaltmaya
odaklanıyoruz.
Bazı uzmanlar kilonun öldürdüğünün
kanıtı olarak bazı büyük çalışmaları işaret eder. Fakat diğerleri daha
yakından bakıldığında farklı sonuçlar çıktığını söylüyor.
"Asıl önemli değişken kilo değil,
yaşam tarzı değişiklikleri. Sağlıklı beslenme ve egzersizin, kilo kaybı
sağlasın ya da sağlamasın, çok yararlı olduğu görünüyor. İnsanlar
fiziksel olarak daha aktif hale geldiğinde ve beslenme konusunda
bilinçlendiğinde, gerçekten yararını görecekler. Sadece biraz kilo
vermek, hatta hiç vermemek, çok kilo vermek kadar iyidir."
ABD Hastalık Koruma ve Kontrol
Merkezi (CDC) verileri bu fikri destekliyor. CDC''de bir araştırma
ekibi, 6400 fazla kilolu ve obez yetişkinden elde edilen verileri analiz
etti. Kilo vermeye çalışanların ve verenlerin, kilo vermeyi
denemeyenlere göre daha uzun yaşadığını buldular. Bu bir sürpriz
değildir.
Uzmanlar beklenmedik olanın, kilo
vermeye çalışan fakat başaramayanların uzun yaşamla ilgili yararlar elde
etmesi olduğunu söylüyor. "Bunun nedeni olarak elimizdeki en iyi kurgu,
kilo verme girişimleriyle birlikte kazanılan yararlı davranışlar
olduğudur. Birey kilo vermeyi başarsın ya da başaramasın, bunların
olumlu etkileri vardır. Daha aktif bir yaşam benimsiyor, beslenme
alışkanlıklarını değiştiriyorlar. Uzun bir mücadeleden sonra kilo
vermekte başarılı olamıyorlar, fakat yaşam tarzı değişiklikleri işe
yarıyor."
Uzmanlar aşırı kilonun ve obezitenin
görmezden gelinmesi gerektiğini kastetmediklerini söylüyor. Ama obezite
salgınının sağlığa zararlarının abartıldığını ve bunun dikkatleri, daha
büyük bir halk sağlığı sorunu olan aktivite ve egzersiz eksikliğinden,
başka yerlere yönelttiğini düşünüyorlar.
Stanford Üniversitesi''nde fiziksel zindelik, obezite ve kalp hastalığı üzerine büyük bir çalışma yapılıyor.
Çalışmayı yürüten araştırmacılar,
aşırı kilolu olmanıza rağmen bedensel aktivite yapmanın sağlığa birçok
faydası olduğunu söylüyor. "Yaygın olan düşünce şudur: Kilo vermiyorsan,
egzersizden bir yarar görmezsin. İnsanlar böyle düşünüyor ama gerçekten
böyle değil."
Zinde Olmak
Daha Kilolu Olmak Değildir
Aslında alınan kilo yağ değil de kas olarak gelirse, aşırı kilolu birinin biraz kilo alması sağlıklı olabilir.
Uzmanlar hastalarına ilk
söyledikleri şeyin kilo vermeye değil, vücut bileşimlerini değiştirmeye
odaklanmaları olduğunu söylüyor. "Kilo vermek gerçekten yanlış bir
hedeftir. Asıl mesele vücuttaki yağ yüzdesini azaltmak ve özellikle kas
kütlesi yüzdesini artırmaktır. Toplam ağırlık artabilir, ancak vücut
bileşimini değiştirmelisiniz. Ve bunu beslenme ve egzersiz
alışkanlıklarınızı değiştirerek başarabilirsiniz."
Aktif olmak denklemin sadece yarısıdır. Sağlıklı bir diyet de bir o kadar önemlidir.
Uzmanlar şunları söylüyor: "Belki
kilolu bireylerin kilo vermeye değil aktiviteye odaklanması gerektiği
fikri, çoğumuz için kötü bir fikir değil. Ama sorun her zaman
yakabileceğimizden daha fazla kalori alıyor olmamız."
Sağlıklı bir diyete geçmek, fazla
yağlı ve karbonhidratlı yiyecekleri azaltmaktır. Bu, protein, tam
tahıllar, sebzeler, meyveler, lif ve evet, bazı sağlıklı yağlar içeren
dengeli bir diyet uygulamak anlamına gelir. Aynı zamanda orta yoğunlukta
egzersiz yapanlar, vücut yağlarını azaltıp kas kütlesini artırabilir.
Uzmanlara göre çalışmalar, 150
kiloluk birinin 15 kilo vermesi durumunda, bazı risk etmenlerinde önemli
düşüşler olacağını gösteriyor. "Bu kişi muhtemelen fiziksel fonksiyon
ve iskelet kas sistemi sorunlarında bir iyileşme görecek ve osteoartrit
riski azalacaktır. Ve bunun, risk faktörlerinden bağımsız olarak yaşam
kalitesine tümden bir etkisi olacaktır."
Yeme Bozukluğu
Yeme bozukluğu olanların vücut
algıları da bozuk olur. Tehlikeli derecede zayıf olmalarına rağmen
şişman olduklarını düşünürler Yağdan iğrenirler, ama sağlık için değil,
kalori yakmak zorunda kalacakları için. Sağlık kontrolü için değil ne
kadar kilo verdiklerini görmek için tartılırlar. Sıkı bir rejimle
kendilerini açlığa mahkum ederler, ta ki beyinleri isyan edip onları bir
ziyafete zorlayana kadar. Suçluluk nedeniyle kendilerini daha kötü
hissederler.
Bazı uzmanlar şunları savunuyor:
Normal bir insanı kilolu gibi görebiliyoruz. Bu yüzden yağdan o kadar
nefret ediyoruz ki, tek kabul edilebilir önyargı aşırı kilolulara ve
obezlere gösterilen önyargı oluyor. Her türlü sıkı diyete giriyoruz,
daha sonra bir fast food ziyafeti çekip suçluluk hissediyoruz.
Sağlığımıza zarar verecek boyutlarda kilo takıntımız var.
Uzmanlar şunları söylüyor: "Bir deri
bir kemik kalmış anoreksi hastaları aynaya bakar ve ''fazla kiloluyum''
der. Onlar sadece vücut yağını şeytana dönüştürmenin mantıksal
sonuçlarını sergiliyor. Bazı toplumlarda neyin yağ olarak kabul edildiği
şaşırtıcıdır."
Boyu 1,60 m, ağırlığı 67 kilo olan
bir kadının vücut kitle endeksi (VKİ, boya göre ağırlığın ölçüsüdür)
26,3''tür, bu onu "aşırı kilolu" kategorisine sokar. Fakat birçok
kadından daha zayıftır.
Bazı uzmanlar sağlıklı vücut
ağırlığının 18 ila 21,9 VKİ olarak kabul edilmesini eleştiriyor, bu,
1,60 m boyundaki bir kadın için 49 ila 57 kilodur. Şişman kelimesini
duyduklarında bile insanlar kaçıyor. Bu bir zehir olarak görülüyor. Kilo
vermeyi istenen bir şey gibi görüyoruz. Bu yemek yemenin bozuk olduğu
düşüncesine aittir. Revaçta olan zayıflık ve anoreksiya arasındaki fark,
hastaneye kaldırılıp kaldırılmadığınızla ilgili."
İnsanlar tüm şekil ve boyutlarda olabilir. Fakat biz bir ölçünün tümüne uyması gerektiğini düşünüyoruz, o da zayıflıktır.
Uzmanlar, normal vücut kütlesinin
çok geniş bir çeşitlikte olabileceği gerçeğini, bir hastalığa
dönüştürdüğümüzü söylüyor. "Fiziksel olarak aktif olup, ölçülebilir
herhangi birşey açısından hiçbir sorunu olmayan çok büyük sayıda insan
var. Sağlığın tanımının gülünç bir şekilde daralması nedeniyle onları
''hastalıklı'' hale getiriyoruz."
Cooper Enstitüsü''nde yapılan
çalışmalar, VKİ''si 25''in çok üzerinde olanların oldukça zinde
olabileceklerini gösteriyor. Ancak VKİ''si 45 ya da daha fazla olan
aşırı obezler neredeyse hiç zinde olamıyor.
Çalışmayı yürüten araştırmacılar
şunları söylüyor: "VKİ''si 30 ve üzeri olan obezlerin yaklaşık yarısı,
en üst seviyedeki egzersizleri yeterli seviyede yaparak, ''düşük
zindelik'' kategorimizin dışına çıkabildi. Aşırı kiloluların zinde
olması mümkündür demek yeterli değildir, aşırı kiloluların önemli bir
yüzdesi zindedir. Normal kiloda olanların yüzde 15 – yüzde 20''sinin
zinde olmadığını tahmin ediyoruz. Odak noktasını VKİ''den uzaklaştırmak
istiyoruz. "
VKİ, nüfus genelinde ağırlığa bakan
epidemiyologlar (hastalıkların yaygınlığı ve sıklığını inceleyen bilim
dalı) için mükemmel bir araçtır. Örneğin, vücut kitle indeksi oldukça
doğru bir şekilde en kilolu insanların yüksek diyabet riski taşıdığını
gösterebilir.
Ama bireysel olarak, bazı gülünç sonuçlar verebiliyor.
Uzmanlar bir doktorun, hastanın
yalnızca VKİ sayısına bakarak kilo vermesini tavsiye etmesinin aptalca
olduğunu söylüyor. "Farzedin ki, VKİ''si 30 veya 31 olan, sigara
içmeyen, bol meyve ve sebze yiyen, kolesterol seviyeleri iyi olan ve
günde 1,5 kilometre koşan biri var. Bu kişiye kilo vermesini söyler
misiniz Bazı fanatikler evet, o VKİ değerini aşağıya çekmek zorunda
diyebilir. Fakat bu aptalcadır. "
Forma Girmek
Ancak, hem kilolu hem de zinde
olabilmenin mümkün olması, vücut yağlarını artırmanın iyi bir şey olduğu
anlamına gelmez. İyi değildir.
Uzmanlar kilolu olmayı sağlıklı ve
uygun bir şekilde normalleştirmenin sorunun çözümü olmadığını söylüyor.
"Şişmanlığı normalleştirmek için zayıflama takıntısından uzaklaşmak, bir
sorunun yerine başkasını koymak demektir."
Ama aşırı kilolu ya da obez olan herkese zayıflamazlarsa kötü olacağını söylemek bir işe yaramaz.
"Şişman insanları vücutları hakkında
utandırmak onları zayıflatsaydı, hiç şişman insan kalmazdı. Ayrıca
diyet yapmak insanları zayıflatsaydı, hiç yağlı insan kalmazdı."
Uzmanlar gerçeklerle yüzleşmemiz gerektiğini söylüyor.
"Sonuçta, kilo vermek için çok
etkili yöntemlerimiz yok. İnsanların neler yapabileceğine odaklanalım:
Sağlıklı beslenmek ve egzersiz yapmak. Eğer herkes günde üç kez 10
dakikalık yürüyüş yapsaydı, daha iyi beslenseydi ve makul miktardan
fazla alkol tüketmeseydi, kilo versin ya da vermesin, herkes daha
sağlıklı olurdu."
Uzmanlar dengeli bir yaklaşımı vurguluyor.
"Eğer bir birey kilo vermekte
zorlanıyorsa, ona öncelikle, kilo vermeye değil, haftada birkaç gün ve
günde 30 ila 40 dakika orta yoğunlukta egzersiz yapamaya odaklanmasını
söylüyoruz. Eğer buna odaklanırlarsa vücut şeklinde ya da kilolarında
biraz değişiklik görebilirler. Çok kilo veremeyebilirsiniz ama daha
küçük bir kemer bedeni görebilirsiniz. Ama daha az kalori almak
zorundasınız. "
Örneğin, 100 kilo ağırlığında bir erkek düşünün, günde 3000 kalori tüketiyor ve hiç egzersiz yapmıyor.
"Eğer bu kişi işten sonra her gün
iyi bir yürüyüş yaparak aktivitesini artırırsa ve kalori alımını 2500''e
düşürürse, günde 1000 kalorilik bir negatif denge sağlamış olur, bu da
haftada 1 kilo demek. Her hafta 1 kilo vermeyecek, ama bunu 10 hafta
yaparsa 10 kilo verecektir. Ve bunu tek başına egzersiz veya diyetle
yapmak zordur. Her ikisini de yapmanın kısmen sürdürülebilir bir etkisi
olabilir."
Uzmanlar şöyle devam ediyor: "Eğer
insanların kilo konusunda takıntısını sona erdirmek istiyorsanız, diyeti
bırakın, VKİ''ye ya da bu saçma tanımlara dikkat etmekten vazgeçin,
insanlar daha sağlıklı, daha mutlu ve daha hafif olabilir.
Yakalayamayacağınız şeyleri kovalamaktan vazgeçin. İnsanlar ''Keşke
diyete başladığım kilomda olabilsem'' diyor. Çünkü diyet yaptıklarında
kilo aldıklarını görüyorlar. Çare gözlerimizin önünde. ... kazanmanın
yolu savaşmayı bırakmaktır."
